Şantiye hayatı ve bu hayat yaşarken karşınıza çıkabilecek ilginç karakterin detaylarını bulabileceğiniz yazı dizime hoş geldiniz. Ama öncesinde facebook sayfamı şu linki kullanarak beğenmeyi ve youtube kanalıma abone olmayı unutmayın.

Şantiye, çok farklı ve oldukça renkli bir ortamdır. Kendine has kuralları vardır; emir-komuta zinciri neredeyse askeri bir disiplinle işler. Bağırışlar, küfürler sıradandır. Hijyen konusunda sınırlarınız zorlanır.

Kendi deneyimimden yola çıkarsam: Şantiye öncesi hayatımda böcekten, özellikle de örümcekten ciddi şekilde iğrenen biriydim. Ancak şantiye hayatında yaşadığım bir tecrübe sonrası bu hassasiyetim tamamen yok oldu. İnsanın alışamayacağı hiçbir şey yok gerçekten.

Şantiyede yemek yediğiniz kapların ya da kullandığınız çatal bıçağın hijyenine fazla takılamazsınız. Zaten çoğu zaman su sorundur; su varsa bile temizliği şüphelidir. Kullandığınız kap kacağı ne kadar yıkarsanız yıkayın, o taşıma suyu ile temiz hissettirmez. Ama insan zamanla her şeye alışıyor — buna da.

Ne kadar temiz giyinirseniz giyinin, bir saat içinde üstünüz başınız toz-toprak ya da çamur içinde kalır. Beton dökerken yüzünüze sıçrayan şerbet, kulağınıza kaçan sıva ve ardından kulak yıkatma ihtiyacı… Hepsi şantiye hayatının sıradan olaylarındandır.

Özellikle iş güvenliğine önem verilmeyen şantiyelerde, kalıp kontrolü gibi işler yapıyorsanız; kalıba tırmanırken düşmeniz ya da paslı bir çiviye basmanız ve tetanoz aşısı olmanız gayet mümkündür.

Zamanla bu riskleri önemsememek, hatta göz ardı etmek gündelik davranış biçiminiz haline gelir. Ancak lütfen unutmayın: Siz bu tehlikeleri yaşarken, işçilerin her gün nelere maruz kalabileceğini düşünmek zorundasınız. Onları korumak, bir mühendis olarak sizin en temel sorumluluğunuzdur.

Şantiye Ofisi: Konforsuzluğun Normalleştiği Yer

Sahada bir konteyneri ofis olarak kullanıyorsanız, yazın asla soğumaz, kışın da asla ısınmaz. Merkez ofisle bağlantı kurmak için kullandığınız internet bir çeker bir çekmez, telefonunuz canı isterse çalışır. Bu şartlar altında, konforsuz bir ortamda çok uzun saatler geçirirsiniz.

Diğer birçok meslekte çalışma ve yemek saatleri nettir, kolay kolay değişmez. Ama inşaat sektöründe sabah çok erken başlarsınız, gece kaçta çıkacağınız hiç belli olmaz. Şantiye haftanın her günü, 7/24 çalışır. Siz de bu tempoya mecburen uyum sağlarsınız.

Genellikle sabah kahvaltısı, öğle yemeği ve akşam yemeği şirket tarafından sağlanır. Bu yemekler, çoğu zaman günün tek sabit ve düzenli rutini haline gelir.

Arkadaşlık: Askerlik Gibi Bir Bağ Kurulur

Bir noktadan sonra, şantiyedeki mesai arkadaşlarınızla ailenizden daha fazla zaman geçirmeye başlarsınız. Bu da zamanla, askerlik arkadaşlığına benzer bir bağ oluşturur.

Birbirine hiç uymayan karakterler arasında şaşırtıcı dostluklar gelişir. Bu arkadaşlıklar hayat boyu sürebilir. Çünkü inşaat piyasası dışarıdan büyük gibi görünse de, aslında oldukça küçüktür. Bugün bir şantiyede beraber çalıştığınız biriyle, üç şantiye sonra yeniden karşılaşmanız işten bile değildir.

Hatta ilk şantiyede sevmediğiniz biri, bir sonraki projede en iyi arkadaşınız olabilir.

Bir sonraki yazımda şantiye ortamında karşılacağınız ilginç kişiliklerle devam edeceğim. Devamını okumak için tıklayın.


Gezgin Şantiyeci sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Düşünceleriniz benim için önemli!