Gel Bugünün Hakını Ver Yarını Yarın Düşünsün dizelerini hepiniz duymuşssunuzdur, gelin bugün Amerikalırın mu mottosunda biraz bahsedelim.
Bu yazıya geçmeden önce facebook sayfamı şu linki tıklayarak beğenmeyi unutmayın. Bloguma abone olursanız yeni yazılarımdan ilk siz haberdar olursunuz. Bu yazıya başlamadan önce Amerika’ya ilkez gelişimi anlatan yazıyı okumak için tıklayın!
Çoğunuz Amerika ile ilgili birşeyler okudunuz, filmler izlediniz yada, buradaki akrabalarınızdan birşeyler duydunuz, bir şekilde Amerika Birleşik Devletleri’nde yaşama fikri bilinç altınıza yerleşti. Bazılarınız herhangibir şekilde bir yolunu bulup kapağı atmak peşindesiniz. Bu konuda her yol mübahtır diye düşünüyorsunuz. Bazılarınız ise daha şanslı, bir şekilde green card kazandınız, yada bir ünivesite / dil okulu vasıtası ile kısa süre sonunda Amerika Birleşik Devletleri sınırından giriş yapacaksız.
İnternette bir çok kaynak bulabilirsiniz buraya gelmenin yolları ile ilgili , benim bu yazıda size anlatmak istediklerim ise burada gerçekten ne ile karşılaşacağınız….
Gel Bugünün Hakını Ver Yarını Yarın Düşünsün – Amerikan Yaşam Tarzı
Amerika aslına bakarsanız bir bakıma o Hollywood flimlerinin benzeri bir ülke, ama sadece o filmlerdeki küçük ayrıntılar benziyor. Genelde burayı ziyaret eden arkadaşlarınızdan duyduğunuz gibi insanlar birbirine saygılı ve birbirlerine gülümsüyorlar. Mutlaka sizin için girdikleri binanın kapısını tutarlar. Genelde size nasıl olduğunuzu sorarlar, tanımadığınız kişilerden Sir / Mam sözlerini duymaya o kadar alışırsınız ki sizde bu şekilde konuşmaya başlarsınız. İnsanlar genelde sıcak kanlıdır. Hiç tanımadığınız bir insan yanınıza gelip, havanın ne kadar güzel gittiğinden yada yarım yağlı sütun çok lezzetli olduğundan bahşetebilir. İş hayatınızda insanlar yaptığınız ufacık iyiliklere çok uzun süre teşekkürler edebilir, yada sizinle aşırı derecede ilgilenebilirler. Nasıl olduklarını sorduğunuzda %90 harika yanıtı alırsınız.
Anlattıklarım uzaktan çok güzel geliyor değil mi ? Aslında bakarsanız bunlar hakikaten hoş, ama bunların kötü yanı, hepsinin yapmacık olması. Evet insanlar hatrınızı sorarlar ama inanın zerre ilgilenmezler sizin nasıl olduğunuz ile, sadece birşeyler söylemek için sizinle konuşurlar. Birbirlerine gülümseler ama yan komşunuz size yarın dava açabilir, dava konusuda sadece köpeğiniz onun bahçesini girmesi olabilir mesela. Birbirlerine saygı duyarmış gibi yaparlar, trafikte çok saygılılardır korna sesi duyamazsınız. Kurallara uyarlar çünkü uymak zorundalar polis heryerden çıkabilir, ama asla yol vermezler mesela otoyolda şerit değiştirmek için birinin önüne kırmanız gerekir direksiyonu.
Nasılsın Sorusuna, Hep Aynı Yanıt!
İş hayatında da sosyal hayattada durum böyledir, insanlar yapmacık kalmaya devam ederler, asla istediğiniz sıcaklığı yakalayamazsınız. Zaten politically correct ( sanırım türkçeye politik olarak çevirebiliriz) olmak zorundasınız, ve karşınızdakinin size ilgilisi yada sizinle arkadaşlığı da genelde bundan ibaret. Nasıl olduklarını sorduğunuzda sürekli harika yanıtına gelince, bunu yakın bir arkadaşıma sormuştum. ”Neden sürekli bunu duyuyorum?” diye sorduğumda, bana şu yanıtı verdi. ” insanlara sürekli harika olduğumu söylüyorum ki, varsa düşmanlarım benim harika bir durumda olduğumu bilsinler, bunu duyarak üzülsünler”
” Evet bu böyle kendime halen katılıyorum ve böyle düşünüyorum ancak, bu sonuçta iyi birşey Türkiye’de ki ne bakıyorsun bana muhabbeti yok, insanlar yüzünüze gülüyor, sizinle konuşuyorlar, bu kısa sohbetler aslında sahte bile olsa hayatı güzelleştiriyor belkide…”
İyi ama Amerika’da insanlar harika evlerde yaşarlar, çok ucuza harika arabalara sahip olurlar, istedikleri bir çok şeyi (giysi, elektronik eşya vb) çok ucuza alabilirler, genelde çoğunun bir teknesi, büyük bir ailesi, köpeği, gerçekten bağlı olduğu hobisi ( Texas için silahlar ve avcılık ) vardır.
Doğru ama gerçek biraz daha farklı, evet hepsinin harika evleri var ama her ay ödemek zorunda oldukları 30-40 yıl süren kredileri var. Arabalar ucuz ama durum farklı değil, aynı borç batağındalar. Bir çok şeyi satın almak ve lüks tüketimden kesinlikle vaz geçmiyorlar ama para biriktirmek denen kavramdan haberleri yok. Ufak bir problem olması durumunda Amerika’da yaşayan insanlarının %80’i 1000 dolar nakit para sahibi değiller.
Hobiler İçin Masraftan Kaçınmamak!
Tekneleri rangerları olması veya harika tatil yapabilmeleri güzel belkide anı yaşıyorlar hayat felsefeleri ” Gel Bugünün Hakını Ver Yarını Yarın Düşünsün ” şeklinde. Geçenlerde bir çalışma arkadaşım Hawaii tatiline çıktı. Kaldığı otel odasına verdiği para günlük 1200 dolar, orada 2 hafta kaldı. Geri geldiksen sonra yeni yıl tatilinde bütün şirket tatilde iken çalışmak için müdürümüze yalvarıyordu. Çünkü faturaları ödemek için yeterli parası yoktu ( Amerikada genelde çalıştıkça para alıyorsunuz), yani bayram izni diye bir kavram yok. Hobilerine gelince buda kesinkle harika hobileri için ellerindeki son paralarını harcamaya çekinmez Amerikalılar. Sonra da ne kadar çok para harcadılkları konusunda ağlar dururlar.
“Tamamda Türkiye’de herşey aşırı pahalı insanlar ev sahibi bile olamıyor, bahsettiğim evin aynısını Türkiye’de almak için insanlar ömür boyunca çalışıyorlar, ayrıca evet borçlular ama inanılmaz düşük faizlerle alıyorlar bu borçları hatta insanın parası olsa bile borç almak daha mantıklı oluyor bazen, arabalara gelince zaten Türkiye’de hayal edemeyeceğiniz arabaları neredeyse bedavaya alıryoruz, varsın borcumuz olsun. “
Hayattaki her güzelliğin bir bedeli olduğunu hepimiz biliyorum, önemli olan baktığınız tarafa odaklanmak sanırım, Amerikalılar bardağınız dolu tarafından bakıyor, biz göçmenler ise bardaktaki suyu içmek derdindeyiz…
“Bardağın dolu tarafı daha güzel sanırım “
Kısaca böyle bir hayat yapısıyla karşılacaksınız. Amerika’ya nasıl yerleşirim sorusuna cevap için tıklayın!