Yolculuğumuzun son durağı (GATE: GAMA TEKFEN Ortaklığı ) Gate Kazakistan Şantiyesi idi. Ama Oraya ulaşmak o kadarda kolay degildi… Şu hikayemde anlattığım uçak yolculuğunun sonrasında, sonsuza kadar sürdüğünü düşündüğüm bir süre daha uçak içinde bekletildikten sonra, uçaktan indirildik.
Yazıma geçmeden önce facebook sayfamı şu linki tıklayarak beğenmeyi ve youtube kanalıma abone olmayı unutmayın. . Ayrıca bloguma abone olursanız yeni yazılarımdan ilk siz haberdar olursunuz.
Sivri Sineklerin Karşılaması – Gate Kazakistan Şantiyesi Yolculuğu
Yürüyerek havaalanı binasına doğru gitmeye başladık. Haziranın sonunda Ayrau inanılmaz sıcaktı. Ayrıca çok ağır bir nem vardı. Nefes almak çok zordu. Ama en büyük kabus sivri sineklerdi. İnanın sivri sinekler yüzünden görüş mesafesi çok düşüktü ve sanırım bize nasıl saldırdıklarını tahmin edebilirsiniz.
Ben uçağın en sonunda olduğum için pasaport kontrolünde en sonundaydım. Hava alanı binası inşaat halindeydi iskelenin altında iki adet pasaport kontrol bankosu vardı önümde bir uçak dolusu türk vardı ve pasaport kontrol bankoları klimalı ve kapatılmış durumda idi. Pasaportu ve registratseyi bir metal kaplara bırakıyordunuz ve o kap içeri giriyor boş kap dışarı çıkıyordu. Adamların keyfine diyecek yoktu ve sanki özellikle bizi bekletiyorlardı…
Bu sivri sineklerin ısırıkları, cehennem sıcağı ve nemle 1 saat boyunca savaştıktan sonra, pasaport kontrole ulaşabildim. Karşımdaki polis pasaportumu aldıktan sonra Kazakçak birşey söyledi bende doğal olarak anlamadım. Bu kez gene kazakça ama daha anlaşılabilir bi şekilde Kazakça öğren diye bağırdı. Peki dedim… Pasaport kontrolü sonrasında GATE inşaatın yetkilisi bana adımı sorduktan sonra bineceğim otobüsü gösterdi. Ben şanslıydım otobüste tek başımaydım. Biner binmezde haraket ettik.
Neden ben tek başıma gidiyorum dediğimde bana sen mühendissin seni diğerlerinden ayrı kampa götürüyoruz dediler. Beni KİB (kashagan industrial Building ) nın kampına yerleştirdiler. Kampın odası çok güzel görünüyordu. Tek kişilik bir yatak , odaya ait bir tuvalet bir masa, ve sandalye vardı odada. TV veya buz dolabı yoktu, ama bu eksikler dışında 3 yıldızlı temiz bir otelin odasından farkı yoktu genişlik ve konfor olarak.. Ayrıca odada ınternet bağlantısı vardı, ailemi arayıp odama yerleştiğimi bildirdikten sonra hemen yatıp uyudum. Ertesi gün öğlene doğru anca uyanabildim bu sırada kimse tarafından rahatsız edilmedim. Yani Taylanla yaşadıklarımdan sonra cennete düşmüştüm sanki…
Şantiye Yemekhanesi
İnsanlara sorarak yemekhaneyi buldum. Oradaki insanları takip ederek yemeğimi aldım. Gate Kazakistan Şantiyesi yemekleri Taylan’ın şantiyesine kıyasla gayet iyiydi. Kuru fasulye, pilav , mercimek çorbası ve kemalpaşa tatlısından oluşan bir menü vardı. Yemekhane kalabalıklaşmaya başladı. Birisi yanıma oturdu fırsattan istifade ederek, yeni geldiğimi söyledim nereye gitmem gerektiğini sordum. Şantiyenin ofisinin yerini öğrendim. o sorduğum arkadaş beni arabasıyla şantiyenin ofisine kadar götürdü. Ofis de çok etkileyici idi. Prefabrikten yapılmış olması dışında modern bir ofisten hiç bir farkı yoktu. Tek sorunu Amerikan tarzı olmasaydı. Yani herkesin odası olması yerine kocaman bir boşluk vardı ve insanlar kendilerine ait kabinlerde oturuyorlardı. Görüntü harikaydı. Taylan ve o şantiyede çektiklerimden sonra cennete düştüğüme kesin olarak inanmıştım…
Teknik Ofis
Teknik Ofis te çalışacaktım. Elbette o tarihe kadar bu kavramı duymamıştım ne olduğu hakkında bir fikrim yoktu. Taşeron Hakediş Mühendisi olarak ise alınmıştım. Çok iyi bir şefim vardı. ( Maalsef 2016 yılında hayatını kaybetti, Mekanı cennet olsun ) Bana yavaştan işi öğretmeye başladı. Müdürün 2-3 gün sonra geleceğini söyledi, o zamana kadar bir ofisim yoktu misafir gibi oturuyordum. Yemekler ve kalacak yer güzeldi. Taylan gibi terör yaratan biri yoktu, herşey çok iyiydi.
17:45 civarında millet bilgisarını kapatmaya hazırlanmaya başladı. Benim gibi şantiyeden gece 12- 1 gibi çıkmaya alışmış biri için inanılmaz erken bir saatti. Millete nereye diye sordum, ”mesai bitti” dediklerinde kulaklarıma inanamadım. Mesai sabah 8 de başlıyor 18:00 de bitiyordu, Günde sadece 10 saat çalışmak gerekiyordu. Ayrıca Pazar günleri tatildi. İnanılmazdı kısacık. Ayrıca yemekler güzel, ve oda harikaydı. Burada senelerce çalışmamak için bir sebep göremiyordum. Orada çalışanlar biraz huysuzlanıyordu ama ben halen Taylan kabusun etkisinde olduğum için bana herşey harika geliyordu…
Gate Kazakistan Şantiyesi içinde ayrıca mühendis , formen ve işçi gazinoları vardı. Mühendis gazinosunda büyük ekran bir televizyon , ayrıca bilardo ve masatenisi vardı. Hayat gayet yaşanılabilir gözüküyordu.
Tek sorun Aile ve sevdiklerimin uzakta olmasıydı. Onada deneyim için katlanmak gerekiyordu, İlk izlenimim herşeyin yolunda olduğu yönünde idi. Aytrau şehrinden bir saat uzakta olan Gate Kazakistan Şantiyesi çok hoşuma gitmişti. Durumdan gayet memnundum. 3 gün sonra Teknik Ofis müdürü geldi. İlk önce benim şefimi ve bir başka şefi daha odasına çağırdı. Bir süre geçtikten sonra bende onun odasına çağrıldım. Sanırım artık ofisim olacak ve işe başlayacaktım. Odasına giderkenki heyecanımı hala hatırlıyorum…
Hikayemin devamını okumak için tıklayın.
Pingback: Yeni Şantiye İlk Günler - Gezgin Şantiyeci - Akılsız Başın Cezası