Teknik ofis şefi pozisyonuna terfim sonrasında başıma ilgiç işler geldi elbette. Şehre giderken polis tarafında durdulup aracın şasi numarasının bir rakamanın hafif silinmiş olması gibi mantıksız bir sebep yüzünden arabanın çalınmış olabileceğini iddasıyla hırsız yerine konulmamdan, Aytrau’dan Bakü’ye giderken yolculuk yapacağım Antonov marka pervaneli uçağın fotoğrafını çektim diye polislerin etrafımı sarmasına kadar. Bu yolculuğun bir de ”takmatik” hikayesi var anlatılması gereken ve daha niceleri…Bunların hepsinden bahsederiz ama bugün ki konumuz bir iş teklifi.

Yazıma geçmeden önce instagram hesabımdan beni takip etmeyi, facebook sayfamı şu linki tıklayarak beğenmeyi ve youtube kanalıma abone olmayı unutmayın. Ayrıca bloguma abone olursanız yeni yazılarımdan ilk siz haberdar olursunuz.

Girişte bahsettiğim tüm hikayeler gayet ilginç hikayeler ve onlar hakkında istek gelirse onlarıda anlatırım ama bugün tarihi biraz ileri saralım size ilk kez bir Amerikan firması ile nasıl bağlantı kurduğumdan bahsedeyim.

İş Teklifi – Amerikan Firması

Terfimin üstünden bir yıl geçmişti ve bir hakediş haftasıydı. Hakediş haftaları normalden yoğun geçerdi. O günlerden birinde bir çalışma arkadaşım ile ofisimde oturmuş bir metraj problemini çözmeye çalışırken Birleşik Arap Emirlikleri ülke telefon koduyla bir arama belirdi cep telefonumda. Maalesef ofisimin bulunduğu yerde telefon pek iyi çekmiyordu. Telefonu açtım, İngilizce konuşan biri telefonun diğer ucundaydı. Ama konuşmadan hiç birşey anlaşılmıyordu. Hem benim ingilizcem yeterli değildi hem de bağlantı çok kötüydü.

Bu sırada ingilizcemin durumu için videoyu izleyin.

Ben karşı tarafın bizim için çalışan taşeron firmalarından biri olduğu düşündüm ve ”kusura bakmayın, sizi duyamıyorum ve şuan çok meşgulüm” diyerek telefonu kapattım. Bu arada çalışma arkadaşım ile aramızda şöyle bir diyalog geçti. ( ÇA: Çalışma arkadaşım, B:Ben)

  • ÇA: Kimmiş?
  • B: Bilmem! Bizim taşeronlardan biri sanırım, uğraşamam şimdi şu problemi halledelim önce.
  • ÇA: Tamam da belki önemlidir… Firmanın adı neymiş
  • B: Tam anlamadım ama F ile başlıyor Fluor sanırım.
  • ÇA: Fluor mu?
  • B: LANNN!!
İş Teklifi

İlk Heyecan!

Bu kadar heyecanlamamın nedeni bu firmayı tanıyor olmamdı. Bu firma 6 ay öncesine kadar bizimli o projede çalışıyordu. Ama bütün işi biz yaptığımız için onlardan pek haz ettiğimiz söylenemezdi. Sonunda müşteride bütün işi bizim yaptığımızı anladı ve onların PMC rolüne son verdi. Bu firmada o projede bizimle birlikte olmasına rağmen çok daha iyi şartlara sahipti. Biz 6 ayda 15 gün izin yaparken onlar 9 haftada bir 3 hafta izin yapıyorlardı. Bize şu yazıda anlattığım yemekler verilirken onlar açık büfe ve çok çeşitli yemekler yiyorlardı. (Onların yemeklerinden çeşit çeşit meyveler olmasını hep kıskanmışımdır) Aynı kampta kaldığımız halde onların odalarında televizyon ve buz dolabı vardı kendilerine ait bir bar ve bir spor salonu vardı, yani hayale yakın şartlar sunuyorlardı.

Hemen ofisten dışarı çıktım ve numarayı geri aradım. Söylediği her kelimeyi anlamasamda CV mi bir çalışanlarından aldığını, Umman’da bir projede civil engineer 4 pozisyonunda açık olduğunu bir İş Teklifi yapmak istediklerini ve benim ilgilenip ilgilenmeyeceğimi sormaya çalışyordu. Hattın diğer ucundaki Amerikan şahsiyet. Ben kısaca bağlantının çok kötü olduğunu söyledim ve bana e-mail yazarlarsa çok daha iyi anlaşabileceğimizi belirttim. ( Kötü İngilizcenin dez avantajları )

Ofisime geçtim ve heyecanla e-maili beklemeye başadım… Devamı için!

2 Comments

  1. Pingback: Umman Sultanlığı - Gezgin Şantiyeci - Yeni bir Macera

  2. Pingback: Teknik Ofis Şefi - Gezgin Şantiyeci - Şantiyeler de Terfi Almak

Düşünceleriniz benim için önemli!

WordPress PopUp Plugin
%d blogcu bunu beğendi: