Dün gece İzmir’de yaşayan bir arkadaşım aradı ve nasıl olduğumu sordu. Muhabbetin devamında “Havalar da soğudu, İzmir keyifsiz oldu.” dedi iyi mi? Gelin bugünkü yazımda “Soğuk hava nedir ya da neye denir?” den bahsedelim. Bildiğiniz gibi gibi birkaç haftadır evden çalışıyordum. Tam olarak 6 hafta aslında, 6 hafta önce de hava soğuktu burada ama soğuk var soğuk var.

Yazıma geçmeden önce instagram hesabımdan beni takip etmeyi, facebook sayfamı şu linki tıklayarak beğenmeyi ve youtube kanalıma abone olmayı unutmayın. Ayrıca bloguma abone olursanız yeni yazılarımdan ilk siz haberdar olursunuz. Kazakistan’da başımdan geçenlerle ilgileniyorsanız şu başlık tam size göre.

10 C derece soğuktur İzmir için. Kar yağınca okullar tatil oluyor bu şehirde. İzmirliler arabaların üzerindeki kar birikintilerinden küçük kardan adamlar yapar sevinçten, biraz olsun kar yağıyor diye. Houston’da hava sıfır derecenin altına düşer ve azıcık da olsa kar yağma tehlikesi varsa işe gelmeyin derler mesela. Yollar tehlikeli olabilir, yollarda buzlanma olabilir diye düşünür Houston yetkilileri. New York “havalar da soğudu” söyleminin hakkını verir, o yüksek binalar arasında gezerken esen rüzgârın etkisi dondurur sizi. -5 C derece de olsa hava, o gün orada yürüdüğünüz için kendinizden nefret etme şansınız yüksektir. Bu şehirde de biraz kar yağsa bile hayat durur, iş yerleri tatil olur, hatta kar 10 santimetreden fazla yağarsa sokağa çıkma yasağı bile ilan eder yetkililer. Uçaklar asla uçmaz örneğin kar yağarsa.

Soğuk Nedir?

Ama bu örneklerin hiçbirisi soğuk nedir ve neye denir sorularına yanıt olamaz. Belirttiğim gibi burası evden çalışmaya başlamadan önce de soğuktu ama -10 C dereceydi hava soğukluğu.

Dün sabah, uzunca bir evden çalışma dönemi sonrasında, hissettiklerimi paylaştım sizinle. Duşumu almış, kahvemi içmiş ve servisi yakalamak üzere dışarı çıkmıştım. Dışarı çıkmak için gerekli hazırlık sürecinden de biraz bahsedeyim. Termal içlikle başlıyorum giyinmeye, üstüne pantolon ve kazak, bir polar yelek ve bir polar mont, üstüne de başka bir mont. Kafada bere, boyunda atkı, elde eldiven ve yüzde maske elbette Covid-19 sağ olsun. Bu şekilde dışarı çıktım ve 10 dakikalık yürüyüş ile servisin kalktığı yere ulaştım. Servisin de 10 dakika geç kalacağı tuttu. 20 dakika kadar açık havada -10 C derecede beni üşütmeyen bir montla kalmış oldum. Tek sorun o an için Svobodny’de havanın -24 C derece ve hissedilen soğukluğun -34 C derece olmasıydı. -34 C ile -10 C derece arasındaki farkı açıklamak zor ama insanı gerçekten rahatsız ettiğine inanmanızı istiyorum. İnsan kendini o kadar giysiye rağmen çıplak hissediyor.

Bu şehre hatta bu ülkeye hayret ediyorum. Birçok ülkede azıcık kar yağında hayat dururken, sürekli kar ve şiddetli soğuk etkisine rağmen bu ülkede hayatın durduğuna hiç tanık olmadım.

Belirtmeden geçmeyeyim ben şanslıyım, en azından ofiste çalışıyorum. Birçok Türk vatandaşı şu anda inşaat sahasında, bu hava şartlarında, günde 12 saat çalışmaktalar. Saha mühendisi olmak gibi bir kariyer hedefiniz varsa artıları eksileri iyi değerlendirin derim.

Kısacası bana “Havalar da soğudu…” gibi bir cümle kuracak sonraki arkadaşıma Svobodny’den sevgiler.