Taylan, iyi çalış, işi boşlama, milletin erken çıkmasına izin verme, performans düşmesin gibi kendince haklı bana göre saçma öğütleri sıraladıktan sonra 1 haftalığına Türkiye’ye gitti. Tahmin edeceğiniz gibi o gün kendimi dünyanın en mutlu insanı gibi hissettim. Taylan’ın Türkiye Tatili başlamıştı. ilk gün, herşey çok güzeldi. Şantiyenin performansı arttı. Ayrıca çalışanlar o gün evlerine dönerken gülümseyerek ayrıldılar şantiyeden. Fakat ikinci gün Taylan’ın izinde olduğuna emin olan Kazak çalışanların bir bölümü işe gelmediler.
Yazıma geçmeden önce facebook sayfamı şu linki tıklayarak beğenmeyi ve youtube kanalıma abone olmayı unutmayın. Ayrıca bloguma abone olursanız yeni yazılarımdan ilk siz haberdar olursunuz.
Hikayemin önceki bölümün okumak için tıklayın.
Şantiyede Tercümansız Kalmak – Taylan’ın Türkiye Tatili
Maalesef işe gelmeyenler gurubuna tercümanda dahildi. Tercümansız olarak şantiyeyi yönetmeye çalışıyordum, Türk ustalarda bir miktar Rusça bilseler de tam istediğimi anlatamıyorlardı. Sonuç olarak, vinç operatörleri verimsiz çalışıyor, kaynakçılar yapacakları işi bir türlü anlamıyordı. İşçiler ustaları anlayamadıkları için çalışıyor gibi yapıyor ama aslında hiç bir şey yapmıyorlardı.
Sadece Kemal usta yarım yamalak Rusçası ile her yere yetişmeye çalışıyor. Ama işçiler tarafından anlaşılamayınca sinirleniyor sağa sola bağırıp çağırıyordu. Bende sürekli tercümana telefon ediyordum ama tahmin edileceği gibi cevap vermiyordu. O günü çok büyük bir sorun olmadan atlattım.
Süpriz Teftiş
Ertesi gün sabah tercüman yine işe gelmedi, ama bu kez büyük bir problemim vardı. Devlet görevlileri şantiyeye gelmişlerdi ve aralıksız sorulur soruyorlardı. Adamları anlamıyor olmam onlar için hiç birşeyi değiştirmiyordu. Rusça konuşuyorlar ve cevap alamayınca sinirleniyorlardı. Bende aralıksız tercümanı arıyordum. 10. arama dan sonra telefonuma yanıt alabildim tercüman telefonu açtı ama sarhoştu. Hastayım gibi bir şeyler saçmaladıktan sonra telefonu kapattı.
Bu sırada devlet yetkilileri işi durdurmaya karar verdiler. Bende mecburen Taylan’ı aradım. Ona durumu anlattıktan ve hiç birşeyi beceremediğime dair kalayı yedikten sonra, Taylan müşteri ile konuştu. Devlet görevlileri kısa bir telefon konuşmasından sonra, hiç birşey söylemeden şantiyeden ayrıldılar. Onları bir daha şantiyede görmedim.Ayrıca durumu Taylan’a anlattıktan 2 saat sonra hasta olduğunu söyleyen sarhoş tercümanımız şantiyeye geldi. Ayakta zor duruyordu ama şantiyedeydi.
Bu olaydan sonra tercüman işe devam gösterdi. Böylece başka bir büyük sorun olmadan, Taylan’ın izin periyotunu atlamış oldum. Ama bu zamanı sorunsuz geçirmek için her zamankinden çok daha fazla çalıştım. Taylan arabasına bana bırakmıştı fakat şoför şantiyede çok uzun süreler kalmak istemiyor. Genelde beni beklemeden eve gidiyordu.
Bende her zamanki gibi gece yarısı Astana sokaklarında yürümek zorunda kalıyordum. Kazakistan sokaklarında gece yarısı yürümenin ne kadar tehlikeli olduğundan haber değildim henüz. O saatlerde genelde herkes sarhoştu ve komik manzaralar oluşuyordu, bende herhangi bir şekilde uyarılmadığım için sokaklarda yürümekte bir sorun görmüyordum.
Hikayemin devamı için tıklayın.