2006 yılının Mart ayında başlayana ve acısıyla tatlısıyla iki buçuk yıl süren ve size 10 yıldır anlatmaya devam ettiğim bu deneyim artık son bulmak üzereydi. Büyük şantiyelerde çalışmanın avantajları ve dez avantajları vardı ama son günlerde daha çok avantajlarını yaşıyordum. Ben Türkiye’ye Dönüş hazırlıkları yaparken, çalışma arkadaşlarım ve yöneticilerimde boş durmadılar, benim için bir çok etkinlik hazırlık.
Yazıma geçmeden önce gezgin şantiyecinin instagram hesabını takip etmeyi, facebook sayfasını şu linki tıklayarak beğenmeyi ve youtube kanalına abone olmayı unutmayın. Ayrıca bu bloga abone olursanız yeni yazılardan ilk siz haberdar olursunuz.
Şirket yöneticilerim bir veda yemeği organize ettiler ve o yemeğe neredeyse tüm yöneticiler katıldı. Gayet keyifli bir akşam yemeği yeme fırsatı bulduk ki bu daha önceki yazımda belirttiğim kamp koşullarında bize orada olduğumuz kısa süreli unutma fırsatı sunuyordu bu ve benzer organizasyonlar. Çalışma arkadaşlarım ayrıca bir veda yemeği organize ettiler ve ofiste pasta kestiler ve bana bir çok hediyeler verdiler ve şantiyedeki iki senemden çektikleri fotoğraflar ve güzel yazılardan bir anı defteri hazırladılar. Size daha önce de bir çok kez bahsettiğim gibi bu şantiye ortamı sonrasında yaşadığım ve size anlatmaya devam edeceğim şantiyelerden çok farklıydı. GATE sayesinde çok iyi bir grup olmuştuk ve halen görüştüm çok güzel arkadaşlıklara sahip olmuştum. Bu yazı özelinde onlara bir kez daha teşekkür etmek istiyorum. ” Hepiniz harika insanlarsınız – Hayatta olanlarınıza mutluluk, hayatını kaybedenlerinize Allah’tan rahmet diliyorum. ”
Elbette takımın ve yöneticilerimin benim Türkiye’ye Dönüş kararım sonrasında yaptıkları bu jestler beni mutlu etmek için miydi yoksa bu insanlar benden kurtulduklarına çok mutlu oldukları için bu kadar hazırlık mı yaptılar bunu asla bilemeyeceğiz.
Türkiye’ye Dönüş – Bavul Hazırlama
Seyehatin en nefret ettiğim bölümü bavul hazırlama bölümüdür. Ayrıca ayrıldığınız yere bir daha asla geri gelmeyeceğinizi biliyorsanız bu bölüm çok daha zor hale gelir. Bırakacağınız hiçbirşeyi geri alamayacağınızı bilirsiniz ama herşeyi yanınıza alamazsınız.
Daha önce de bahsettiğim gibi bulunduğum kampta çamaşır hizmeti vardı, çamaşırlarımız bir çamaşır torbasında odaya bırakıyorduk ve odayı hergün temizliyip yatağı toplayan hizmetliler onları yıkamaya bırakıyorlardı ve 2-3 gün içerisinde yıkanmış ve ütülenmiş olarak buluyorduk odamızda eşyalarımızı. Bu yıkamalar sonrasında artık sudan mıdır, kullanılan deterjdan mıdır yada endüstriyel makinalardan mıdır bilinmez bir çok kıyafetim kullanılmaz hale geldi. Bende kamptan ayrılırken bir çok eşyamı yanıma almak yerine çöpe atmak zorunda kaldım. Bu durum bile Türkiye’ye Dönüş mutluğumu bozamadı.
Sonunda pasaport kontrolünden geçtim ve uçağa bindim uçak havalanırken yaşadığım mutluluğu anlatmam çok zor. 2 senemi büyük zorluklarla bu kampta geçirmiştim ve artık burada geri dönmek zorunda olmamak çok iyi hissettiriyordu. Uçağın kalkışı sırasında bir daha asla Kazakistan topraklarına gelmeyeceğimi düşünüyordum. Aradan geçen 12 sene sonrasında şu anki hislerim ise bu şekilde değil. Her ne kadar bir çok zorluk çekmiş olsam bile o ülkeye tekrar gitmek o şehirlerdeki değişimi görmek ve hatta oralarda yeniden çalışmak isterim. Ayrıca 2 senemi beraber geçirdiğim arkadaşlarımla da yeniden çalışmak isterim. Bakalım hayat ne getirecek.
Artık Kazakistan ve GATE macerası sona ermişti ama çok daha zoru Umman macerası başlıyordu. Artık Amerika merkezli bir şirkette tek türk olarak çalışacaktım. Bu maceraları ilerleyen günlerde burada bulacaksınız. Takipte kalın!
Pingback: Umman Sultanlığı Deneyimi - Zordur Başlamak - Gezgin Şantiyeci