Sonunda o gün geldi çattı… Ama elbette Taylan, her zamanki gibi sorun çıkardı. Cumartesi öğleden sonra, Pazar gününe beton dökümü koydu. Yani yine tatilimizi elimizden alıp bizi çalıştırmak istiyordu. Bu yüzden planın iptal olacağını düşündüm. Ama arkadaşlar ısrarlıydı — gidecek, biraz dertleşecektik. Onların ısrarına dayanamadım. Açıkçası ben Kazakistan gece hayatı ve onun bana hazırladığı sürprizine hiç hazır değildim.
Cumartesi günü Taylan’dan zor da olsa izin alarak işten erken çıktık. Tabii “erken” dediğim saat 19:00… Bu arada havalar iyice ısınmıştı. Astana’nın alıştığımız soğuk rüzgarlarını unutturacak şekilde, haziran ayında gelen +36°C’lik sıcaklık herkesi şaşırtmıştı.
Yazıma geçmeden önce facebook sayfamı şu linki tıklayarak beğenmeyi ve youtube kanalıma abone olmayı unutmayın. Ayrıca bloguma abone olursanız yeni yazılarımdan ilk siz haberdar olursunuz.
Hikayemin önceki bölümünü okumak için tıklayın.
Nehir Kenarında Başlayan Gece
İşten çıkar çıkmaz eve gidip duş aldım ve sözleştiğimiz gibi tam 20:00’de nehir kenarındaydım. Arkadaşlarla ilk gördüğümüz mekâna girdik. Ustalar votka söyledi ama ben ertesi gün çalışacağımızı bahane ederek içki içmek istemedim. Çay söyledim — bu arada, bu bölgede her an çay içmek oldukça normal bir durum.
Masaya oturur oturmaz dertleşmeye başladık. Herkes dolmuştu… Taylan’dan neredeyse bıkmışlardı. Masadaki tek konu da elbette Taylan’dı.
Muhabbet koyulaştıkça votka şişeleri birbiri ardına açılıyordu. Herkes hâlâ Taylan’dan dert yanıyor, konuştukça içiyordu. Bir ara kahve söyledim ve tuvalete gittim. Döndüğümde masada üç güzel ve genç kız oturuyordu — arkadaşlarımın yanında.

Kahve Kötü Çarptı – Kazakistan Gece Hayatı
Kahvemi içmeye başladım. İki ya da üç yudum aldım… Gerisini hatırlamıyorum.
O gece benimle birlikte olanlar: kalıpçı ustası Ramazan Usta, demirci ustası Şahin Usta ve tercümanımız Jenya idi. Kazakistan gece hayatının çılgın olabileceğini duymuştum ama bu kadarını ben bile beklemiyordum.
Kazakistan Gece Hayatı, beni bir kahveyle sarhoş etti.
Her Gecenin Bir Sabahı Var.
Sabah ev telefonunun sesine uyandım. Yatakta değil, salondaki kanepede yatıyordum. Başım çatlayacak gibiydi. Telefonu açmadım ama birisi inatla arıyordu. 15-20 defa çaldıktan sonra, zor da olsa kalkıp telefonu açtım. Hattın diğer ucunda Taylan vardı, “Neredesin!” diye bağırıyordu.
Başımın çok ağrıdığını söyledim. Ama “İşe gel!” diye tutturdu. On dakika yürüyüş mesafesindeki şantiyeye bu hâlde gitmem imkânsızdı. Araba göndermesini söyledim. “Hayır, hemen buraya gel!” diye bağırdı. Ben de telefonu suratına kapattım. Aramaya devam etti. Sinirle telefonu fişten çektim.
Bir gün önce olanları hatırlamaya çalıştım, ama beceremedim. O dönem çok popüler olan organ mafyası hikâyeleri geldi aklıma. Hemen vücudumu kontrol ettim. Neyse ki ameliyat izi yoktu. Tüm organlarım yerli yerindeydi.
Black Out – Nedir… Kazakistan Gece Hayatı
Tuvalete gitmek istedim. Ama kapının apartman koridoruna açık olduğunu fark ettim — tüm gece boyunca açık kalmıştı. Kazakistan gibi bir ülkede bu şekilde hayatta kalmam gerçekten şans eseriydi. Kapıyı kilitledim.
Tuvalete girdiğimde klozetin üzerinde yarıya kadar içilmiş bir Jack Daniel’s şişesi vardı. Acaba ben mi içmiştim? Hiçbir şey hatırlamıyordum. Şişeyi görür görmez midem bulandı, ama kusamadım.


Kanepeye geri dönerken aklıma değerli eşyalarım geldi. Evde bir dizüstü bilgisayar, bir fotoğraf makinesi ve yaklaşık 1000 dolarım vardı. Ama hiçbiri olması gereken yerde değildi.
Cüzdanım ve cep telefonum da yoktu. Sadece pasaportum kalmıştı — bu bile başlı başına bir mucizeydi. Pasaportum da gitmiş olsaydı ne yapardım, gerçekten bilmiyorum.
Ailem, Banka ve Kapanmayan Telefonlar
Telefonu tekrar fişe taktım. Ailemi arayamazdım çünkü dış hatlara kapalıydı. Neyse ki bir süre sonra annem aradı. Cep telefonumun kapalı olduğunu söyledi. Her şeyimin çalındığını ama benim iyi olduğumu söyledim. Hemen bankaya gidip kartları iptal ettirmelerini rica ettim.
Kredi kartım, babamın kartına bağlı ek kart olduğu için işlemi hızlıca halletmişler.
Şantiyeye Zor Yolculuk
Bir saat kadar daha dinlendim. Öğleye doğru toparlanıp şantiyeye gitmeye karar verdim. Ayakta durmak bile zordu. Üç kat merdiven ve normalde on dakika süren ama o gün bana saatler gibi gelen o uzun yol…
Dışarı adım attığım anda, Astana’nın kavurucu sıcağıyla yüzleştim. O gün ya gerçekten yılın en sıcak günüydü, ya da sadece bana öyle geliyordu.
Yol boyunca birçok kez öğürdüm ama kusmadım. Şantiyeye ulaştığımda Taylan durumu görünce şaşırdı. Diğer ustalar ve tercüman işlerinin başındaydı. Sadece ben pert durumdaydım. Taylan önce “Neden bu kadar içtin?” dedi. Ardından şaşırtıcı bir şekilde “Gel sana bir çorba ısmarlayayım, kendine gelirsin” dedi.
Arbat isimli Türk lokantasına gittik. Bir çorba söyledi. Yarısını içtikten sonra tuvalete koşmak zorunda kaldım ama yetişemedim…
Sonraki temizlik için giren kişiden hâlâ içten içe özür diliyorum.
Geceye Dair Bilinmeyenler
O gece birlikte olduğum arkadaşlara durumu sorduğumda, çok sarhoş olduklarını ve dağıldıklarını söylediler. Ama kızların benimle kaldığını da eklediler. Polise gittik ama elbette bir sonuç çıkmadı. O gece ne yaşandığını asla tam olarak öğrenemedim.
Yeni Fırsat Zamanı
Kısa bir süre sonra, Tekfen’in Atyrau’daki projesinden teklif geldi — aynı maaşla. Yaşadığım bu olaydan sonra Taylan’a “psikolojimin bozulduğunu” söyleyip ayrılmak istediğimi belirttim. İlk uçakla gitmek istiyordum. Business class’tan başka yer yoktu. Israr edince o bileti aldı — tabii maaşımdan kesmek şartıyla…
Ayrıca 6 ay dolmadan ayrıldığım için geliş biletimin parasını da kesti. Biraz da avans verdi. O avansla bir cep telefonu aldım. Toplamda 700 dolar alacağım kaldı. Onu da Türkiye’ye göndereceğini söyledi.
⸻
55 Günlük Astana Macerası’nın Özeti
Toplamda bu 55 günlük Astana macerası bana:
• 700 USD alacak,
• Business class dönüş bileti,
• Ekonomi sınıfı gidiş bileti,
• Nokia N70 cep telefonu kazandırdı.
Ama aynı zamanda
• 3000 USD değerinde eşya,
• Sayısız özel bilgi ve fotoğraf kaybettirdi.
⸻
Not: Bu soygun yüzünden elimde tek bir fotoğraf bile yok. Ama aşağıda Kazakistan gece hayatına dair bir örnek video bulabilirsiniz. Umarım biraz fikir verir.
Hikayemin devamını okumak için tıklayın.
Gezgin Şantiyeci sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.