Genç İnşaat Mühendisi olarak ağzıma laik bu harika yemeğin ardından, tekrar çalışmaya başladık. Bir süre sonra Taylan’da yemekten dönerek tekrar sahaya çıktı. Tekrar sağa sola bağırıp çağırmaya başladı. İlginç olanı herkese bağırıp çağırmasına rağmen kalıpçı Ramazan ustayla karşı çok daha kibardı. Şantiyedeki ilk günümde istinat duvarına beton dökecektik.  Taylan benden kaç m3 beton gerekeceğini hesaplamamı istedi, Genç İnşaat Mühendisi olarak okul sonrası ilk beton metrajı hesabımı yaptım. Yaptığım hesabı onayladıktan sonra beton santraline telefon ederek aynı gün akşam saat 9’a beton siparişi verdi. Açıkçası saat henüz 3 ve kalıp hazır iken betonu saat 9 da dökecek olmamız garibime gitti. Nedenini sorduğumda öyle gerekiyor yanıtı aldım, ama bu durumda mesai saatleri neydi?

Yazıma geçmeden önce facebook sayfamı şu linki tıklayarak beğenmeyi ve youtube kanalıma abone olmayı unutmayın. Ayrıca bloguma abone olursanız yeni yazılarımdan ilk siz haberdar olursunuz. Bu mülakattan önceki deneyimlerim için tıklayın.

Hikayemin önceki bölümünü okumak için tıklayınız.

Mükemmel Mesai Saatleri – Genç İnşaat Mühendisi

Mesai saatleri sorumun yanıtı pek bilmek istediğim gibi değildi açıkçası. Mesai sabah 7 de başlıyor (12-1 arası öğle arası, 6-7 arası akşam yemeği) ve akşam 10 da bitiyordu. Yani yaklaşık olarak 15 saatimi şantiyede geçirmem gerekiyordu. İki haftada bir pazar da tatildi yani 14 günde 13 gün ve günde 15 saat çalışma. Yeni mezun ve genç bir inşaat mühendisi olarak buna itiraz etmedim.

Akşam yemeği işkencesinden sonra kalıbın son kontrolünü de yaptıktan sonra , saat 9 da beton dökümüne başladık. Yaklaşık 30 m3 beton doktükten sonra saat 11 civarında şantiyeden ayrılarak, Taylan’ın lütfedip arabasıyla beni evime bırakması sonucunda 11:15’de evimdeydim. Tahmin edeceğiniz gibi duş alıp uyudum. ilk iki hafta bu şekilde devam eden çalışma temposu ve giderek artan sorumluluklar ile geçti. Taylan her gün rutin olarak en az iki kez sahada terör estiriyor, ve her gün öğleden sonra mesai bitimi sonrasına yani saat 10’dan sonraya yapmam gereken bir iş düşünüyor 12’den önce evde olmamamı sağlıyordu.

Taylan ve Diğerleri Yağmur Yağdırıyor.

Taylan’ın ve aslında bu bölgedeki tüm insanların özelliği konuşurken yere tükürmeleriydi. ( bir iki kere yere tükürmekten bahsetmiyorum, 5 dakikalık konuşma sonrasında yerde yağmur yağmaya yeni başladığında görebileceğiniz şekilde damla şeklinde izler oluşturacak kadar yani her iki cümlede bir kez yere tükürmeden bahsediyorum.) Bu nedenle , bu bölgede insanlarla konuşmak ve özellikle Taylan’a dert anlatmak çok sağlam mide gerektiriyordu. İnanın kaç kez  konuşurken bu nedenle öğürdüğümü hatırlamıyorum. Her gün aynı kıyafeti giyen bu insan aynı zamanda benim kıyafetime karışıyor , sahaya kot pantolon ile gelmemin doğru olmadığını söylüyordu.

Şantiyedeki diğer karakterler ise Taylan kadar olmasa da ilginç insanlardı, Kalıpçı Ramazan usta, sapına kadar Karadenizliydi, Ak bir mendile kara dedi mi, o mendilin ak olduğuna Ramazan ustayı inandırmanız mümkün değildi. Ayrıca ısrar ederseniz kafanızda keseri görme ihtimaliniz çok fazlaydı. Şahin ve İsmail ustalar Aydın bölgesindendi ve bu işe beraber gelmişlerdi.

İsmail usta kalıpçı olarak Ramazan ustaya yardım ediyordu ama işten anlamadığı 2-3 gün içinde anlaşıldığı için ayrıca şartlardan çok şikayet ettiği için 1 hafta sonra geri döndü.

Şahin usta ise demirci ustası olarak işe başlamıştı şantiyede, ama sürekli hata yapıyor ve bana çok iş çıkarıyordu. Onun her yaptığı işi arkasından kontrol etmek gerekiyordu. Bir diğer Kazak formen ise Linar isimli genç bir çocuktu asıl mesleği bilgisayar mühendisi olan Linar , Şahin ustaya yardımcı olarak, yani demir ustası olarak çalışıyordu. Türkçe ve İngilizce konuşabilen aynı zamanda bilgisayar mühendisi olan bu formen sanırım aralarında kafası en fazla çalışanıydı.

Şantiyede Sürekli Terör Estirmek

Şantiyede genel olarak mutsuz bir hava vardı. Taylan sürekli stres ve huzursuzluk kaynağı idi. Şirketin yapısı da pek net değildi. Taylan işin sahibiymiş gibi davranıyordu ama Taylan’ın aslında bir firması yoktu.

İşin aslında Taylan ve 3 arkadaşı ortak olarak taşeronluk işi almışlar, daha sonrasında Taylan’ın müthiş dehası işe yaramış yanlış bir karar vererek hızlı olması açısından çakılan kazıkları ekskavatör ile kırdırmıştı. Bu sayede kazıkların tümü olması gereken yerden değil en dipten kırılmış, zarar çok büyük olduğu için şirket işten kovulmuş ama Taylan müşterinin tabir-i caiz ise ağzından girip burnundan çıkarak işin proje yönetimi taşeronluğunu almayı başarmıştı.Diğer arkadaşlarının adını kullanarak bu işi almasına rağmen diğer arkadaşlarını bir şekilde aradan çıkartmış 4 ortaklı şirketin tek sahibi olmuştu. Bu hikayeyi ortaklarından dinlediğim şekilde anlatıyorum tam olarak doğru olup olmadığını bilmiyorum.

Hikayemin devamını okumak için tıklayın.

Düşünceleriniz benim için önemli!

WordPress PopUp Plugin
%d blogcu bunu beğendi: