2018 yılının Ocak ayında şirketimin her sene tekrarladığı eğitim haftasında merkez ofiste yani Empire State Binası 32. kattaki ofisinde kahvemi yudumlarken, aklıma 2010 yılında bu binayı ziyaretim geldi bir an.

Ofisim ve Kahve Molası

Yazıma geçmeden önce facebook sayfamı şu linki tıklayarak beğenmeyi ve youtube kanalıma abone olmayı unutmayın. Ayrıca Amerika’da geçirdiğim günler ve Amerika hakkındakı yazılarım için tıklayın. Bloguma abone olursanız yeni yazılarımdan ilk siz haberdar olursunuz. 

Biz mühendisler neden sanat tarihi dersi almıyoruz? Neden Binalar sadece kolon, kiriş, temel bizim için. Beni okuyanlar arasında ki mühendislerden kaçı 1920 yılında orataya çıkan art deco akımınından haberdar mesela? Genel kültürün sadece mimarların tekeline kalması acıklı. Neyseki eskiden durum pek de böyle değilmiş.

Şekip Akalın – Empire State Binası

Sizi duyar gibi kim bu Şekip Akalın ve bu ismin Empire State Binası ile ne alaksı var diyorsunuz. Haklısınız pek bir alakası yok, ama konumuz Empire State Binası binası olunca 1910 yılında Osmanlı İmparatorluğunun bir şehri Erzurum’da doğan ve 1934 yılında İstanbul Teknik Üniversitesinden mezun olan bu hem mimar hemde bizin değerli meslektaşımız olan başarılı insanı anmadan geçmek haksızlık olur bence.

Şekip Akalın, İMO’nun kuruluşunun 50. yılında Profesör Uğur Ersoy başkanlığında hazırladığı 2007 yılı basımlı çalışmada kendine 4. sırada yer edinebilen en önemli tarasımını tamamladığında sadece 27 yaşındaydı. 1935 yılında Atatürk’üm emriyle Ankara Garı projesinin proje mimarı olarak görevlendiren Şekip Akalın, bu yapının dizaynını geliştirmek üzere Avrupa seyehatini gerçekleştridi. Bu sırada konumuz Empire State Binası mimarları Richmond Shereve ve William F. Lamb gibi Art deco akımının etkisini kaldı ve Ankara Garı projesini bu akım etkisinde tasarlayarak 50 yılda 50 Eser çalışmasında kendine yer buldu.

Empire State Binası

Empire State Binası
Empire State Binası – Photo by David Skyrius from Pexels

Manhattan’ın ünlü 5. caddesinde 33. ve 34. sokakların arasında yer alan bu ünlü binanın tam adresi 350 Fifth Avenue, New York, N.Y. 10118. Anten dahil uzunluğu 443,2m olan bu bina yapıldığı 1931 yılından 1970 yılında Word Trade Center binası tamamlanan kadar dünyanın en yüksek binası ünvanını elinde bulundurmuş. 11 Eylül saldırıları sonrasında Word Trade Center yıkıldığında şehrin en yüksek binası ünvanı kazanmış ve bu ünvanı 2012 yılına kadar korumuş. Empire State Binası, 2020 yılı için New York şehrinin en yüksek yedinci binası, Amerika Birleşik Devletleri’nde ki en yüksek dokuzuncu gökdelen ve dünyanın en uzun kırksekizinci binası ünvanlarına sahip.

1 – Dünya’nın En Uzun Binası Yarışı – Empire State Binası Doğuyor.

1920’lı yıllarda New York ekonomisi daha önce hiç büyümediği kadar hızlı büyüyordu. İnşaat şirketleri dünyanın en büyük binasını yapmak uğruna çılğın bir yarışa girdiler. En önemli iki rakip Chrysler binası ve Bank of Manttahan binasıydı. İki bina da yeni katlar eklemek için ellerinden gelenin en iyisini yapıyorlardı ama 1929 yılına gelindiğinde rekabet General Motors yötecisinden gelen Empire State Binası planı nedeniyle iyice kızıştı.

İlk plana göre Empire State Binası 1000 feet yüksekliğinde olacaktı ama bunu duyan Chrysler kendi binasının planı son kez değiştirerek 1048 feet olarak revize etti. Pek şansı değildi çünkü bizim binamız henüz dizayn aşamasındaydı ve 1931 yılında bittiğinde 1250 feet uzunluğunda olacaktı.

2 – Bina Çok Kısa Sürede İnşa Edildi.

Empire State Binası
Empire State Binası

1930’lı yılların şartlarına ve projenin büyüklüğüne rağmen binanın planlamasından inşaatının tamamlanmasına kadar geçen süre sadece 20 ay idi. 3400 kişilik işçi kadrosuyla inşaa edilen bu ikomik yapı planlanandan daha kısa sürede ve daha düşük maliyetle inşaa edilse de bir çok ölümlü iş kazası yaşadı. O tarihlere ve iş kazalarına ait yeterli belge bulunmasada en az 5 ölümle sonuçlanan iş kazası olduğu bilinmekte.

3 – Binanın En Üsteki Kulesi Zeplinler İçin Palamar Direği Olarak Dizayn Edildi!

O yıllarda insanlar zeplinleri kıtalar arası ulaşımın geleceği olarak görüyorlardı ve bizim binamızda bu zeplinler için kısa sürede iniş fırsatı sağlama fikrine sahipti. Binanın içinde pasaport kontrol ofisi bile düşünildü ama rüzgar pek hesaba katılmadı. Ya da bu tamemen bir şehir efsanesiydi. Bana sorarsanız bu tepedeki ve halen palamar direği olarak adlandırılan yapının asıl amaç dünyanın en yüksek binası ünvanını yakalamak olmalı.

Konu ile İlgili Video

4- B-25 Uçağı Kazası

28 Temmuz 1945 yılında sisli bir New York sabahı LaGuardia Havaalanına yönelen bir B-25 bombardıman uçağı sis yüzünden Manhattan’da kontrolünü kaybetti. Bir çok gökdelenden kendini kurtarsa Empire State Binası o kadar şanslı değildi. Bu bombardıman uçağı saatte 200 mil hızla binanın 78. ve 79. katlarına çarptı ve büyük bir yangına neden oldu. 2 kişinin ölümüyle sonuçlanan bu kaza sonrasında oluşan yangın 40 dakikada södürüldü ve binanın zarar görmeyen kısımları sadece 2 gün sonra hizmete açıldı.

5- Bina ya 11 Kat Ekleme Planı

World Trade Center binasının inşatının hemen sonrasında dünyanın en yüksek katlı binası ünvanını geri almak isteyen mimarlık firmanızın kahramanları 16 katlı kuleyi yıkarak 11 yeni kat eklemeyi ve daha uzun bir antenle en yüksek bina ünvanını geri kazanmayı hedeflediler. Bu plan gerçekleşseydi bina o an Şikago’da inşaatı sürmekte olan Sears binasından da yüksek olacaktı. Yüksek maliyet nedeniyle bu projenin ömrü çok uzun olmadı.

Düşünceleriniz benim için önemli!

WordPress PopUp Plugin
%d blogcu bunu beğendi: