Bir erkekle yada bir kadınla buluştuğunuzda, evleneceğiniz insanın ailesiyle tanıştığınızda, bir iş görüşmesine gittiğinizde, ilk kez patronuz ile tanıştığınızda kısaca hayatın her alanında her zaman iyi bir ilk izlenim bırakmak istersiniz. Yapılan araştırmalara göre bir iş görüşmesinde ilk 6 dakika 25 saniye çok önemli, karşısınızdaki insan sizi işe alıp almama kararını bilinç altında bu süre içinde veriyor. Araştırmanı detayını okumak için tıklayın!
Yazıma geçmeden önce gezgin şantiyecinin instagram hesabını takip etmeyi, facebook sayfasını şu linki tıklayarak beğenmeyi ve youtube kanalına abone olmayı unutmayın. Ayrıca bu bloga abone olursanız yeni yazılardan ilk siz haberdar olursunuz. Bu bloga gezgin şantiyecinin hikayelerini okumaya ilk kez geldiyseniz sizi şöyle alalım.
Bu hayatın her alanında çok önemli olan ilk izlenim bir önceki yazımda anlattığım nedenden ötürü, çok kısa bir süre sonra benim bir telefonum ile yerle bir olmak üzereydi. Ama çok erken bir saatte havaalanındaydım ve bu kadar erken saatte şirket çalışanlarını aramak pek zekice bir karar olmayacatı. Kısa süreli şoku atlattıktan sonra halen benim yüzüme bakmakta olan Asyalı yer hizmetleri görevlisi bana pasaportumu geri vermeye çalışıyordu. Ona bir sonraki uçağın ne zaman olduğunu sordum. Görevli o gece saat 21:00’da bir uçak daha olduğunu ama uçağın full gözüktüğünü söyledi ama sanırım masum ve şaşkın bakışlarımdan etkilendi ( İlk İzlenim önemli ) ve beni ilk yedeğe yazacağını ve benim yaşadığım olayın çok sık yaşandığını deneyimlediğini bu nedenle o uçak ile seyehat etme olasılığımın yüksek olduğunu söyledi.
İlk İzlenim – Uçağı Kaçırmak!
Sabahın köründe havaalanındaydım ve TAV’ın bir kaç yıl sonra başlayacağı güzel havaalanından eser yoktu. Mantıklı bir kişi sanırım valizini bir emanet noktasınıa bırakır ve şehri gezmeye giderdi ama ben en ufak bir risk daha almak istemiyordum bütün günü havaalanında geçirmeye karar verdim. Kaçırdığım uçağın kalkış saati geldiğinde benimde rezil olma vaktim gelmişti. Beni Salalah şehrinde daha sonra müdürümün olacağını öğrendiğim bir kişinin karşılaması gerekiyordu ve bana daha öncesinde email ile cep telefonunu vermişti. Onu aradım ve neredeyse hiç anlamadığım İngilizce aksanıyla konuşan biriyle karşılaştım. Onun ne dediğini anlamasamda benim söylemek istediklerim belliydi. Uçağı kaçırdığımı ve bir sonraki uçakla geleceğimi belirttim, telefon iyi çekmiyor gibi saçma bir bahane üreterek telefonu kapattım.
Uçuş saatine kadar havaalanından ayrılmadım ve bir sorun yaşamadım 1 saatin biraz üzerinde genelde Hindistanlılardan oluşan bir yolcu kitlesiyle uçuşu tamamladıktan sonra daha sonradan patronum olacağını öğrendiğim bir kişi ile karşılaştım. Havaalanındaki tek İngiliz görünümlü kişi oydu. Tanımakta çok zorlanmadım. Tanıştıktan sonra yol boyunca konuşmaya çalıştım ama çok başarılı olduğum söylenemez. Aşağıya bıraktığım youtube videsonu 4:24 den izlerseniz ne demek istediğimi anlarsınız.
Patronum beni kalacağım otele bıraktı. Otel ilk izlenim olarak nefesimi kesti diyebilirim. Denizin kenarına kurulmuş mükemelle yakın 5 yıldızlı bir otelle karşılaştım. Kazakistanda kaldığım kamptan sonra böyle bir manzara ile karşılaşmak beni çok şaşırttı.
Pingback: İngilizce Bilmek yada Bilmemek! - Gezgin Şantiyeci
Pingback: Yeni İşim - Bir Garip Seyehat - Gezgin Şantiyeci - Pişmiş Tavuk Misali