Bilim Kahramanları Derneği ve bu oluşumun projeleriyle tanışmamdan daha önceki yazımda bahsetmiştim. Bu yazımda da dahil olduğum “Şehri Şekillendir” temalı organizasyonu ve ilk Lego Turnuvası hakemlik deneyimini nasıl tamamladığımı aktarmak isterim.

Yazıma geçmeden önce gezgin şantiyecinin instagram hesabını takip etmeyi, facebook sayfasını şu linki tıklayarak beğenmeyi ve youtube kanalına abone olmayı unutmayın. Ayrıca bu bloga abone olursanız yeni yazılardan ilk siz haberdar olursunuz. “Buket de kim?” diyorsanız ilk yazımı okuyarak hakkımda kısaca bilgi sahibi olabilirsiniz.

2019 Ekim ayı civarı hakemlik eğitimi programları yapılmaya başlandı. E-posta ile duyurular geliyor, bazı dokümanlar paylaşılıyor, Whatsapp gruplarına katılım daveti geliyor falan derken, ilk eğitim günü geldi. Bir ofisin toplantı salonunda bazısı deneyimli bazısı yeni 10 hakem ile toplandık ve bu toplantıda önümüzdeki sezonun teması, öğrencilerin gerçekleştireceği görevler ve uyulması gereken kurallar anlatıldı. Önümüzdeki sezonunun teması “Şehri Şekillendir”di, uluslararası bilinen adıyla “City Shaper”. 

Bu eğitimden birkaç tane daha yapıldı ve temelde amaç şuydu: Farklı okullardan ortaokul ve lise düzeyindeki öğrenciler, bilgisayar ve teknoloji alanındaki öğretmenleri koçluğunda bir takım oluşturacak, sezonun temasındaki görevleri belirli kurallara uyarak gerçekleştirmek üzere Legodan bir robot tasarlayıp programlayacak ve turnuva günü bu aktivitelerinden puanlandırılacak.

Bölgesel olarak birbirine yakın zamanlı düzenlenecek turnuvalar öncesinde lego setlerini yapma toplantısına geldi sıra. Ellerim parçalanana kadar bir lego setini yaptım bu toplantıda ve bu kadar tatlı bir toplantı etkinliği hiç görmemiştim sanırım. Sonuç olarak herhangi bir şehirde karşılaştığımız şeyleri Legodan yaptık; köprü, trafik, asansör, katlı otopark, ağaç, oyun parkı, vinç, bloklardan ev gibi. Böylece şehri şekillendiren bir tema oluşturulmuş oldu.

Hafta sonuna denk gelen turnuva öncesi Cuma günü Fuar İzmir’de turnuva alanını düzenlendik. Masaları yerleştirme, etiketleri yapıştırma, matları serme, turnuvaya katılan şehirlerden gelen Lego setlerini matlara yerleştirme gibi çeşitli işler tamamlandı. Ertesi gün sabah saat 7’de buluşmak üzere ayrıldık.

Turnuva Günü

Sıra hazırlanan temada gerçekleştirilen görevlerin puanlandırılmasına ve hakemlik görevini icra etmeye geldi, yani turnuva gününe. Sabah alana geldik. Çevrede heyecanlı ve koşuşturan bir kalabalık, rengarenk ve sıcak bir atmosfer. Turnuva başlamadan önce yapılan deneme maçlarını izlemeye başladım. Deneyimli bir hakemin baktığı masaya yaklaştım ve bir süre onu izlemeye devam ettim. Sorun yok gibiydi. Eğitimlerin kafamda bir yer etmiş olduğunu ve takımların neyi kurguladığını anlamaya başladım. Sonrasında vakit varken proje masalarını dolaşmaya başladım. Çocukların yine çok yaratıcı fikirleri vardı. Turnuva Şubat ayındaydı ve ülkemizde Covid-19’u konuşmanın yasaklı olduğu dönemde bu çocuklar virüsün Çin’den tüm dünyaya yayılmakta olduğunu biliyorlardı ki misafirlere alkollü dezenfektan bile hediye etmeyi düşünmüşlerdi. Proje masalarından bir örneği aşağıda paylaşıyorum. Bu takımın projesini hatırlayamadım ama sunum şekillerini çok beğenmiştim.

Maç Başlıyor

Maçlar başlamadan önce hakemlere son bilgilendirmeler yapıldı, puanlama için tabletler verildi, hakemler eşleştirildi ve neyse ki eş hakemim yaklaşık 7-8 yıldır bu işi yapanlardandı. Takımlar geliyor, kullanacakları robot ve ekipmanları masanın belirli bir alanına yerleştiriyor, hazırlıklarını yapıyor, robotu başlatma alanına getiriyor ve başlatıyor. Maç anıyla ilgili bir videoyu da ekliyorum takımların görevleri gerçekleştirme anlarını gösteren.

Cumartesi ve Pazar günü saat 11.00-15.00 arası yanlış hatırlamıyorsam yaklaşık 80 takım 2 tur katıldıkları maçlarını tamamladılar. İki turda da aynı görevleri yapmak üzere sahaya geliyor, kimi ilk turda tam olarak yapabiliyor yüksek puanı garantiliyor, kimi ilk turda yeterli görevi gerçekleştiremeyip, ikinci tura daha hazırlıklı geliyor. Kimisi iki turda da istediği görevleri tam geçekleştiremiyor ve haliyle yüzleri düşüyor.

Hakemlik görevinde tüm gün öğrencilerin yanında ve sahada oluyorsunuz ve her hallerini görmemek, takip etmemek kaçınılmaz. Takımların arkadaşları, öğretmenleri ve velileri de turnuva süresince alandan hiç ayrılmadı ve bitmek tükenmeyen enerjileri ile sürekli tezahüratta bulundular, eğlendiler, ara ara dans ettiler. Sıra ödül törenine gelmişti. Takımlar maçlarda aldıkları puanlara ve projelerinin girdiği kategorilere göre jüri üyeleri tarafından değerlendirilerek bir sıralamaya girdiler ve ödüllerini aldılar. Takımların ödül almaya sahneye geliş anlarını izlemek de en etkileyici anlardan biriydi. Örneğin, duyma engelli bir takımın sahneye çıkışında tüm fuar alanının sessiz kalıp, müziğin kapatılıp, sahnede onların iletişim dilinin kullanılması. Böyle bir kural olmamasına rağmen o alandaki herkesin bu duyarlılığa sahip olduğunu fark etmek değişik bir deneyimdi.

Sanal Ulusal Turnuva

Bölgesel turnuvalardan sonra yaz dönemi yapılması planlanan ulusal turnuva pandemiye takılarak ertelendi. Kasım 2020’de sanal olarak düzenlenen ulusal turnuva için Türkiye genelinden katılan okulların takımları 2 tur için çektikleri maç videolarını gönderdiler. Hakemler arası görev dağılımı online toplantılar, e-posta ve Whatsapp yazışmalarıyla yapıldı. Online turnuva günü yine sabah erkenden uyandım, kahvemi yaptım, salona geçip sadece bilgisayarımı açtım ve hakem değerlendirme toplantısını beklemeye başladım. Toplantı saati geldi ve iki hakem arkadaşla takım vidoları üzerinden değerlendirmeleri yaptık, görevleri Google Forms kullanarak puanladırdık ve 2 saat içerisinde görev tamamlandı. Sonra da bilgisayarı kapatıp yukarıda bahsettiğim o çok eğlenceli iki hafta sonunu anmaya devam ettim ve canlı canlı tekrar bir arada olabileceğimiz en yakın turnuva tarihinin bir anca önce gelmesini diledim.

Düşünceleriniz benim için önemli!

WordPress PopUp Plugin
%d blogcu bunu beğendi: