Merhabalar! “Hayaller Ekonomi Hayat Kalite” başlığı size bir şey ifade etmemiş olabilir. Öncelikle bu platformda farklı bir kişi ve yazı konusu ile karşılaştığınız için kendimi kısaca tanıtmak isterim. Ben Buket, aranıza İzmir’den katılıyorum. Dünyamıza Antakya’da gözlerimi açıp, Bodrum’da ilk ve orta düzeyde gelişimimi tamamladıktan sonra çok da uzağa gitmeden İzmir’e yerleşmiş durumdayım.

Yazıma geçmeden önce gezgin şantiyecinin instagram hesabını takip etmeyi, facebook sayfasını şu linki tıklayarak beğenmeyi ve youtube kanalına abone olmayı unutmayın. Ayrıca bu bloga abone olursanız yeni yazılardan ilk siz haberdar olursunuz. Bu bloga gezgin şantiyecinin hikayelerini okumaya geldiyseniz sizi şöyle alalım.

2006 yılından itibaren İzmir’de geçirdiğim süre açısından şanslı sayılırım. Şans etkisi gerçekten birinci sıradaydı buradaki yaşantıma. Hikayemi anlatmak gerekirse özetle, İzmir’e geldiğim tarihte üniversite sınav sonuçları henüz açıklanmamıştı. O kadar umutsuzdum ki yeni bir dershane araştırmaya başlamış hatta zorlandığım matematik konularını çalışmam gerektiğini düşünüyordum. Korkunç bir psikolojiydi. Ve sınav sonuçları açıklandı: İzmir Yaşar Üniversitesi, İİBF, İngilizce Ekonomi, burslu. Evet. Yani okunur da denesem mi bir yıl daha? Hani özel okul ve burslu, bir yılda mucize de yaratamam derken lisans eğitimi programına kayıt yaptırmış bulundum ve derece ile mezun oldum.

Ekonomi okuyan neden bankacı olmayı planlar?

Ekonomi okudum da bankacı mı olacağım, olması gereken o belki günümüzde ama ben olamam düşüncesi mevcut. Hakkını verelim de ekonomist olalım, üniversitede kalalım bari girişimi oldu. Sonrasında selam, gerçek dünya!

Ekonomi alanında lisansüstü eğitime başlama hedefim, yaklaşık bir yıl süresince olumsuz sonuç verdi ve bakış açımı değiştirmek için fazla vaktim yoktu. Dört yıllık herhangi bir lisans eğitimi programını tamamlayanların kendi alanı dışında başvurabileceği lisansüstü programlar da vardı. Sağlık ve kalite bileşimi ilgimi çekti aralarından. Sonuçta sağlık, insanlık var oldukça birinci sırada öncelik olacaktı. Kalite kısmı ise kulağa hoş geliyor da “Nedir bu kalite?” merakıyla 2012 Eylül’de Dokuz Eylül Üniversitesi’nde sağlıkta kalite ve akreditasyon alanında yüksek lisans eğitim-öğretim dönemi başladı.

Klinik araştırmada kalite dönemi

İçinde bulunduğum üniversite, eğitim-öğretim faaliyetleri bir tarafa idari açıdan korkunç bir durumdaydı. Kalite konusunu kavradım, sevdim de ama eğitici grup “evlerden ırak” kıvamında. Ve bir gün biri gelip “klinik araştırma ve kalite güvencesi” dedi. Adeta yalvardım, “Ne olur alın beni de oraya!” İyi ki demişim, öngörüme sağlık diyorum şu anki koşullarımızda. Bu klinik araştırma altyapı ağı projesine başlamam ile kalitenin uluslararası alanda klinik araştırma alanına entegre olması aynı zamanlara denk geliyor neredeyse. Öğrenmeye yeni başladığım ve uygulama alanındaki etkinliğine inandığım kalite yönetimi kavramının klinik araştırma süreçlerinde kullanılabilir olması heyecan vericiydi. İyi de nedir bu klinik araştırma dedim sanırım bir ara ve macera dolu, her günü birbirinden farklı 7 yıl yaşattı bana bu soru.

Organize edilen birçok araştırma, kurulan sistemler, düzenlenen eğitimler, denetlenen prosedürler, yurtiçi yurtdışı etkinliklerle geçen 7 yılın sonunda, iş yeri/şehir değişikliği ihtiyacı doğmuşken, sürpriz bir salgın hastalık gelişmesi…

Sonuç olarak ekonomi, kalite ve klinik araştırma kombinasyonu ile ulaştığım aşamada kendimi şanslı hissediyorum. Toplum genelinde olduğu gibi şu an çalıştığım alanda gündemimiz mütemadiyen Covid-19, onun tedavisi, tedavinin etkinliği ve yan etkileri. Veri toplama amacı ile sahada olmak ve içinde bulunduğumuz belirsizlik ve tedirginlik hali de kaçınılmaz tabii. Dünya genelinde ve ülkemizde bilim ve araştırma içerikli laflar herkesin dilinde artık, bu oldukça motive edici.

Bir süreliğine askıya alınsa da hedeflerimin hala belirli olması, beklentilerimin aynı düzeyde kalması ve yaşamaya devam ediyor olmak şu anki gelecek planlarım. Örneğin, yaşamaya dair olumlu hedeflerimden biri de önümüzdeki yaz rüzgâr sörfü eğitimini tamamlamak, kendime söz verdim. Belki bir de karavan kiralarım biraz abartılı davranıp (Karavan demişken bunun bir hikayesi yazılır aslında, o da bir dahaki sefere kalsın).

Bu dönemde koşullarımız el verdikçe pes etmemek gerektiğine inanıyorum. Sağlıklı ve umutlu kalmaya çalışalım, mutlaka daha da güçlenerek yaşamaya devam edeceğiz.

4 Comments

  1. Pingback: COVID-19 Döneminde Araştırma Ortamı - Gezgin Şantiyeci Yeni Bir Yazar

  2. Pingback: Bilim Kahramanları Buluşuyor: Lego Turnuvası - Gezgin Şantiyeci

  3. Pingback: Klinik Araştırmalarda Veri Toplama - Gezgin Şantiyeci /Yeni Bir Yazar

  4. Pingback: Şehri Şekillendir Teması ve Lego Turnuvası Hakemliği - Gezgin Şantiyeci

Düşünceleriniz benim için önemli!

WordPress PopUp Plugin
%d blogcu bunu beğendi: