Bu 3 görev sayesinde saha mühendisi ünvanına bir kaç adım daha yaklaşmıştım. Şantiyelerde biraz çalıştıysanız bilirsiniz saha mühendisi ofistekileri beğenmez boşuna para alıyorlar der. Ofis mühendisi de sahadakileri beğenmez bütün gün aylak aylak dolaşıp lak lak yapıyorlar der. İki gurupta kendi grubu orada olmasa o işin asla tamamlanamayacağına inanır. Bilidiğiniz gibi önceki şantiyelerimde ikisinide deneyimlemiştim ama 2 senedir ofiste çalışıyordum yeniden saha mühendisi olmak ilginç olacaktı.

Yazıma geçmeden önce gezgin şantiyecinin instagram hesabını takip etmeyi, facebook sayfasını şu linki tıklayarak beğenmeyi ve youtube kanalına abone olmayı unutmayın. Ayrıca bu bloga abone olursanız yeni yazılardan ilk siz haberdar olursunuz. Bu bloga gezgin şantiyecinin hikayelerini okumaya ilk kez geldiyseniz sizi şöyle alalım.

İş bittiken sonra İskoç çalışma arkadaşım beni yeniden otelime bıraktı. Bu sırada bana da bir araba vereceklerdi ama arabayı işten çok yakında ayrılacak olan başka bir kişi kullanıyordu onun işinin bitmesini bekliyorlardı. Bende kendi başıma araba kullanmadan önce etrafı öğrenmek adına çok ses çıkartmadım bu duruma. İskoç sabaha oranla çok daha neşeliydi işin bittiğini seviniyordu. Yol boyunca benle muhabbet etmeye çabaladı ama anlaşamayınca çok da üstülemedi. Sadece bir sorusu ilginç gelmişti ”Neden onlarlarla birlikte öğle yemeğine gelmediğimi ve davetine cevap bile vermediğimi” sordu. Ben o arada bu elemanın öğleye doğru ofiste bir soru sorduğunu ve benim adımı da söylediğini hatırladım. Ama ne sorduğunu anlamadığım için sadece gülümsemiş ve anlamsız anlamsız bakmıştım. Yaptığım kahvaltı çok büyüktü aç değildiğim ama yarın katılırım gibi birşeyler rızvaladım.

Saha Mühendisi Olmak ne kadar zor olabilir ki?

Saha Mühendisi

Ertesi sabah gene aynı saatte uyandım, çok keyifli bir kahvaltının tadını çıkarttım ve resepsiyone gidip iskoçu beklemeye başladım. Bu sırada Salalah’ın ilginç iklimi ile tanıştım. Hava 30 dereceydi ama sanki biri çiçekleri cam sil ile suluyormuşcasına bir yağmur yapıyordu. Yağmur rahatsız etmiyordu fakat sürekli ıslak dolaşıyordunuz etrafta. İskoç beni aldı ve yeni bir Amy seansı başladı.

And you singing the song thinking this is the life …. Where you gonna sleep tonight?

Beni ofise bıraktı ve öğle yemeğine 11:45 de gideceğimizi söyledi. Ben önce ofise geçtim ve iş elbiselerimi giydim. Sahada iş tulumu, baret, iş gözlüğü , elektirik çarpmasına karşı korumalı çelik burun ve tabanlı saha botu, reflektör ve emniyet kemeri şartı vardı. Sürekli tam tehsitatlı geziyorduk. Giyindikten sonra müdürümün yanına gittim ama odasında bir sürü insan vardı birşeyler imzalatmaya çalışıyorlardı, bende bu sırada sahaya çıkayım nasıl olsa saha da görüşürüz diye düşündüm. Dünden sorumluğumu aldığım işleri haletmek kendimi kanıtlamak istiyordum.

Sahada bir süre gezdikten sonra dün gördüğüm taşeronda çalışan saha şefini gördüm ve yanına gittim beni saha formenleri ile tanıştırdı. Onlara yapılması gereken görevleri sıraladım ve işçi istedim ve beklenen tepki ile karşılaştım başka işleri vardı ve onlar bundan daha önemliydi. Ben ısrarıma devam ettim kafalarının etini yiyerek 2 Duvar ustası ve 2 yardımcı koparmayı başardım. Yani en azından duvarı örebilecektim. Onlar 2 saat sonra boşa çıkacaklardı. Sonra İskele kuran ekipin yerini öğrendim. Bunlar 16 kişilik Sirilanka’lı bir ekipti, aralarında ast üst ilişkisi yoktu hepsi aynı şekilde çalışıyordu. Onlarla tanıştıktan sonra rica minnet 4 tanesini yaptıkları işten ayırdım ve benden istenen iskeleyi kurmaya yönlendirdim. Onlar bu bölgeye iskele malzemelerini taşımaya başladılar. Sonrasında bir kalıpçı ve yardımcı işçi buldum ve bunları taşeronun şefine bile sormadan temel inşaatına yönlendirdim ve benim tarif ettiğim şekilde kalıbı çakmaya başladılar.

Verilen işlerin tamamını organize etmiş ve başlatmıştım kendimle gurur duyuyordum. Kazakistan zamanları hatırlarım bütün yönetim organizasyon bendeydi. Burada beni yöneten birileri vardı ama bu sorun olmamalıydı. Bu sırada 2 duvar ustası ve 2 yardımcı işçi de ikinci katta örülmesi gereken duvarda yerlerini aldılar. Sonra bu ustalardan biri taşeronun saha mühendisi ile geldi. Ustalar ve işçiler yerlerini almıştılar ancak ikinci katta tuğla yoktu malzeme neredeydi? Meğerse malzemeyi biz sağlıyormuşuz ve işin öncesinde benim malzemeyi ayarlamamam gerekiyormuş. Nasıl olduğunu sordum. Bana benimle aynı şirkette çalışan Filipinli bir işinin telefonu verdiler. Onu aradım. Adam elinde hiç forklift olmadığını söyledi ancak yarına malzeme ayarlabilirmiş. Ben çevrede boş gezen bir kazıcı yükleyici gördüm ve onu malzeme almaya gönderdim.

This is the life!

Ben bu şekilde işimi organize ederken, müdürüm sahaya geldi ve beni de yanınan alarak gezmeye başladı. ilk önce benim iskele montajına başladığım yere gitti. Ve orada önce montaj yapan işçilere bağırdı ve orada iskele kurup kurmamak için izinleri olup olmadığını sordu. Ben araya girdim bana sordu iznim varmıydı. Görevi siz verdiniz şeklinde yanıtladım. Ama o elindeki izin kağıtlarını göstererek sana dün bunlardan bahsettim şeklinde kükredi. O ekibe mazelemeleri toplattı ve bir bölümünü kurdukları iskeleyi söktürdü. Sonrasında temelin başındaki kalıpçıya yöneldi ve hangi çizime dayanarak kalıp çaktığını sordu. Adamda beni gösterdi. Sonrasında bana bir kez daha kükreyerek kalıbı söktürdü ve duvar ustalarına doğru yöneldi. Bu sırada malzeme almak için gönderdiğim yükleyici tuğlarla geliyordu. Müdürüm bunu görünce delirdi. Bağırıp çağırmaya başladı, yükleyicinin operatörünü önce tuğlaları geri bırakması için gönderdi sonrada adamın sahaya giriş kartını aldı. Böylece adam benim isteğimi yerine getirdiği için kovulmuş oldu. İl güvenliği kurallarımız gereki yükleyici ile malzeme taşımak yasakmış.

Müdürüm sahanın ortasında bana bağırıp çağırıyodu. Ama adamın bağırıp çağırmasının tek bir kelimesini bile anlamıyordum. Durum şuydu saha durmuş bizi izliyor ve ortada bir ingiliz hoplayıp zıplıyor el kol haraketleri ile tükürükler saçarak derdini anlatıyor. Hatta bana sorular soruyordu bende içinde bulunduğum duruma gülüyordum. Adamın davranışları bir sirkte şaha kalmış bir fili andırıyordu. Bağırıp çağırdıktan sonra sanırım biraz da ofiste bağırıp çağırmaya niyetlenmiş olacak ki ofise yöneldi ve bana da onu takip etmem emrini verdi. Devamı için tıklayın!

Düşünceleriniz benim için önemli!

WordPress PopUp Plugin
%d blogcu bunu beğendi: